18 Ekim 2010 Pazartesi

2000 Ruhu

SS Lazio transfer sezonunda büyük rakamlara oyuncu alıp satan klüplerin başında geliyordu İtalya'da. Son 5 yılda kadrosundaki tüm yıldızları pazarlayarak borçlarını kapatmaya çalışan bu sebeple taraftar ile arası her daim açık olan klüp yönetimi bu yıl mentalitesini değiştirip hem satıp hem satınalmaya başladı. (Hernanes) Geçtiğimiz bir iki yıl içinde düşük maliyetlerle klübe kazandırılan genç oyuncuların (Muslera, Radu, Lichsteiner) da form tutması ile Lazio 99-00'daki şampiyon ekibin ruhunu tekrar yakaladı.

Geçen yıl düşme potasına çok yakın sıralarda ligi sürdüren ve tamamlayan Lazio bu sezonun ilk haftaları sonunda şampiyonluk için iddialı ekiplerden biri olarak görülmeye başlandı. Sadece ilk hafta Sampdoria'ya mağlup olan Lazio son 6 haftada 5 galibiyet 1 beraberlik aldı ve 7 maçta 16 puanla ilk sırada bulunuyor.

13 Ekim 2010 Çarşamba

Sakıp Aytaç - Galatasaray'ın Son Kalelisi

Dardanelspor'un son numarası Sakıp Aytaç. Geçtiğimiz sezon A takıma çıkarılıp sol bek ve sol açık olarak denendi. Bir yıl boyunca 18 yaşında bir futbolcu olarak Bank Asya 1.Lig tecrübesi edindi. Bu sezona da Dardanelspor'da ilk 11 oyuncusu olarak başladı. Adam eksilterek mesafe katedebilen, çizgide çok başarılı olan bitiricilik özelliği de mevcut süratli bir açık Sakıp.

Dardanelspor'dan aldığı 3 oyuncusundan da faydalanmış ve para kazanmış Galatasaray Adnan Sezgin ile bu geleneğini sürdürecek gibi görünüyor. Ümit Milli takıma seçildiği ilk maçında Sakıp'ı takip eden Sezgin devre arasında Çanakkale'ye gelip Niyazi Önen'in kapısını çalacak gibi. Dardanelspor'un ise Sakıp için ne kadar bonservis bedeli isteyeceği henüz belli değil. 2015'e kadar sözleşmesi bulunan oyuncu ise Galatasaray da oynamayı çok istediğini söyledi.

Hayırlısı olsun. Çanakkale bir yeteneğini daha futbol sahnesine sunuyor.

12 Ekim 2010 Salı

4.Jenerasyon Aranıyor

Hakan Şükür'lü Hasan Şaş'lı Bülent Korkmaz'lı Alpay'lı jenerasyon Letonya'ya elendiğimiz maç ile miadını doldurmuştu. Sonrasında oluşan Emre'li, Tuncay'lı, Servet'li Nihat'lı devşirme Aurelio'lu jenerasyon da bu maç ile miadını doldurduğunu gösterdi.



Türk futbolunun başarılı olduğu takımlarının kadrolar incelenirse hep bir "jenerasyon" etkisinde başarılı olunduğu görülür. Akdeniz Oyunlarında başarılı olan ekip, Euro 96'ya giden ekip, Euro 2000'de çeyrek final oynayan ekip bir jenerasyon iken, UEFA ve Süper Kupa'yı alan ekip ile 2002 Dünya Kupası'nda 3.olan jenerasyon ikinci jenerasyondur.2 Jenerasyon da olaylı İsviçre maçı ile tüketmişti.

3.Jenerasyon olarak gördüğüm EURO 2008 de yarı final oynayan ekip ise gerek sakatlıklar gerekse oyuncuların klüp kariyerlerinin kötü gidişatları neticesinde artık bir jenerasyondan ziyade bir toplama takım haline geldi.

Başarılarda bu tarz oyuncu gruplarının aynı anda kadroda bulunabilmesini sağlamak, yılda 4-5 kez maç yapan, birbiri ile çok sık idman yapabilme şansı olmayan oyuncuların uyumunu sağlayabilmek için çok önemli.

Yani aynı futbol mentalitesi ile yetiştirilen oyuncuların oluşturacağı bir milli takım ile biri Trabzon'dan biri Fransa'dan biri Almanya'dan biri İngiltere'den biri İstanbul'dan gelen oyuncuların oluşturacağı takım arasında "uyum süresi" bakımından büyük farklılıklar oluyor haliyle. Milli takımımızın bugün sahaya sürülen ilk 11'i ve genel olarak 23 kişilik kadrosu tam da bu birbirinden farklı mentalitede yetiştirilmiş oyun tarzları arasında muzzam farklılıklar olan oyunculardan oluşuyordu. Bu nedenle suçlu teknik heyettir, yöneticilerdir vs. şeklinde suçlamalar bence anlık sinir hali ile sarfediliyor.

Türk futbolunun uzun vadeli sorunu futbol kimliğini oluşturamamış olması, kısa vadede yani yaklaşık 10 yıldır da altyapı sisteminin profesyonellikte de gelişime açık oyuncular yetiştirememiş olmasıdır.

11 Ekim 2010 Pazartesi

Michelangelo Rampulla

10 yıl boyunca kadrosunda bulunduğu (1992-2002) Juventus'da toplam 49 maça çıkan, Peruzzi, Van Der Sar ve Buffon'un ardında yıllar yılı yedek beklemiş mütevazi kaleci Rampulla.

İlginç bir not olarak Rampulla Serie A'da ilk gol atan kaleci ünvanına sahiptir. (Cremonese-Atalanta)

Ayrıca Juventus'un Galatasaray ile oynadığı 1998 yılında her iki maçta da kaleye geçmiştir. (Biri Peruzzi'nin gördüğü kırmızı kart sebebi ile sonradan)

10 yıl yedek bekleyecek kadar Juventusludur ve şu sıralarda Juve'de kaleci antrenörüdür.