13 Kasım 2008 Perşembe

Doni vs. Carrizo


Büyük derbi yaklaştı.16 Kasım Pazar 21.30'da Olimpico'da.Hatta NtvSpor canlı yayınlayacak maçı.Aslında kalecileri maçtan sonra değerlendiricektim ama maç öncesinde hafiften bi inceleme tadında yazalım istedim.Maçtan sonra da ayrıca yazarız durumları.

Kalecileri incelemeden önnce aklıma ilk gelen şeyi yazmalıyım.Kalecileri ile meşhur İtalya'nın başkentinin 2 takımının kalesinde,kalecileri pek de kayda değer kalitede olmayan 2 ülkenin kalecileri var.Brezilya ve Arjantin.Çok tuhaf.Özellikle AS Roma'da 3 kalecinin de Brezilyalı oluşu enteresan.Lazio'da da kalecilerin durumu farksız.3.kaleci Berni dışındaki kalecilerİtalyan vatandaşı değil.

Neyse kalecilerin milliyetini geçelim.Derbiye gelelim.

Takımının bulunduğu durum itibari ile Doni daha başarısız bir sezon geçiriyor gibi görünebilir.Ama Carrizo'da da durum pek iç açıcı değil aslında.Lazio sezona iyi başlamış olsa da Carrizo vasat başladı bence.Milan ve Bologna maçlarında takımın iyi oyununa rağmen kötü oynayıp hatalı goller yiyerek puan kaybına sebebiyet verdi.Özellikle Milan maçında kaleye gelen her şutu içeri aldı.Yorgunluk,sakatlık gibi bahaneleri de yok üstelik.Haftada tek maç oynuyor.Yine de Lazio için yeterli.Peruzzi'den sonra Muslera ve Ballotta gibi kalecilerin 1.kaleci olduğunu düşünürsek Carrizo'ya da şükretmek gerekiyor.

Derbide Carrizo'ya iş düşmeyecek muhtemelen.Zira AS Roma hem az hücumcu ile oynuyor hemde gol getirecek hücumlar geliştirmekte zorlanıyor.Ayrıca Lazio savunması da bu sezon oldukça başarılı.Carrizo biraz fazla konsantre olarak oynarsa sorunsuz bir maç çıkarır.

Doni şanssız bir sezon geçiriyor.İlk 2 sezonunda gayet başarılıydı.Aslında zaman zaman kötü maçlar çıkardı ama takımının formu bu hatalarını örttü.Bu sezon ise durum farklı.Hem AS Roma hem Doni kötü.Takımlar bu tarz dönemlerden geçerken kalecileri ön plana çıkarlar hep.Ya takımı ayakta tutuşları ile ya da yedikleri kötü gollerle.Doni ikisine de uymuyor an itibari ile.Sezonun gidişatına göre sonlara doğru Doni'nin de akibeti belli olur bence.

Derbide Doni'ye büyük iş düşüyor,malumunuz Lazio hücumcuları son 4-5 sezondur hiç bu kadar etkili olmamıştı.Pandev-Zarate ikilisine sakatlıktan dönen Rocchi'nin de iyi uyum sağlaması ile Lazio daha korkutucu şekilde hücum eder oldu.Doni eğer geçen sezon son saniyede Behrami'nin golü ile 3-2 kaybettikleri maçın son dakikalarındaki gibi konsantrasyonunu kaybederse yine mağlubiyetin sorumlularından biri olabilir.

Bu maç için daha fazla çaba sarfedecek olan kaleci Doni gibi görünüyor.Ama AS Roma beklenenin aksine daha iyi oyun kurup fazla pozisyona girerse roller değişebilir.İzleyip görücez.

9 Kasım 2008 Pazar

Derbi Kalecileri



Evet zevksiz,pozisyonsuz,kalitesiz bi derbiyi daha geride bırakmış bulunmaktayız canlarım.Tarafsız bi gözle seyretmekten ileri geliyor olmalı ki gram tat alamıyorum artık Fenerbahçe-Galatasaray derbilerinden.Neyse bu konudaki serzenişleri şikayetleri daha sonra yazarız.Kalecilere gelelim.


Volkan Demirel

Eskişehir ve Arsenal maçlarındaki formu ile takdirimizi almıştı,bi alt yazıda görebilirsiniz.Yine formdaydı.Çok erken yedi golü,konsantrasyonu dağılabilirdi ama dağılmadı.Aksine bir kaç kurtarış ile motive olup önemli kurtarışlar yaptı.

Yediği golde hatası yoktu.Belki pozisyonu erken sezip açıyı kapatabilirdi ama ofsayt mı değil mi belirsizliği içinde pozisyon alamadı.Lincoln de iyi yere vurdu.

İptal edilen frikik golünde dikkatsizdi.Endirekt serbest vuruş kullanılıyor olmasına rağmen topa müdahale etmek istedi.Topa dokunsa ve top ağlara gitse gol geçerlilik kazanacaktı.

Servet'in kafa vuruşunda gereksiz bi şekilde kendini yere attı.Ayakları üzerine düşerek de kolaylıkla alabileceği topu kendini yere atarak dışarı yolladı.Tek handikapı buydu maç içinde.Sakatlanma riskini göz ardı edip izleyen adama "Abi ne uçtu bee!" dedirtmek için yapıyor bunları,eminim.Gerçi taraftara forma atarken kolunu çıkaran bi kaleciden bahsediyoruz,normaldir bunlar.

Ümit Karan ile girdiği pozisyonda da başarılıydı.Zamanlamayı iyi ayarlamasa hem sakatlanıp hem golü yemiş olabilirdi.Hafif şekilde sakatlanarak kurtuldu.

Lincoln ve Kewell'ın serbest vuruşlarında kendinden emindi.İyi yer tuttu.Geçen yıl Ali Sami Yen'de Edu ile ortak yapım bi faciaya yol açtıktan sonra bu maçta fazlası ile dikkatliydi çıktığı toplarda.

Genel olarak temiz maç çıkardı.Bir iki kurtarışı ile de maçın gidişatına tesir etti.


De Sanctis

Transfer edildiğinde üzülmüştü, zira ülkemiz liglerinde kalecilik yetenekleri açısından ilk 3’e girebilecek olan Aykut ziyan olacaktı klübede. Gerçekten de ziyan oldu Aykut’a.

Dün gece ki maçta De Sanctis gibi düz fizikli bir çizgi kalecisi yerine,ceza sahası içinde hareketli ve fazlası ile atletik bir Aykut olsa skor farklı olabilirdi.Neyse.

İlk gol de ön direkte adam paylaşımı ile ilgili bir sorun oldu ve golü yedi.Hatası yoktu diyip geçelim.

İkinci golde ters ayağı üzerinde yakalandı.Uzandı ama çıkartamadı.İşte tam bu golde “Aykut olsaydı..” dedim kendi kendime.Zira Aykut çok çabuk tepki verebilen ve çok sağlam reflekslere sahip bir kaleci.Futbol kaleciliğinden önce aldığı hentbol kaleciliği eğitiminin katkısı vardır muhakkak.Neyse,2.golü de savunma hatası olarak geçebiliriz.Ama 3.golde çok bariz bir hatası var De Sanctis’in.Uzanıp tutabileceği bir topu tutamadı ve gole sebebiyet verdi.Ayrıca serbest vuruş esnasında pek konsantre olmamış belli ki.Topa vuran adamın R.Carlos olduğundan haberdar değildi galiba.Ayrıca maç içinde meslektaşı Volkan bu tarz vuruşları hep kontrol ederek önlemişti.

4.golün artık maçın ölü dakikalarında gelmiş olmasından dolayı pek incelenesi bi yönü yok.Deivid çok iyi vurdu.1.sınıf kalecilerin dahi çıkaramayacağı bi şuttu.

De Sanctis ile ilgili bişey dikkatimi çekti ayrıca.Kale atışlarını çok zorlanarak kullanıyor.Ve isabet yüzdesi çok düşük.2 kez topu kendi yarısahası içinden taca yolladı.Bence önemli bi eksiklik.Ya bu atışları zaten kötü kullanan bi kaleci,yada kullandığı ayağı ile ilgili sorun var.Bilemiyorum.

6 Kasım 2008 Perşembe

Aferin



Aferin Volkan Demirel.Son 1-2 ay formsuzluğunun tavan yapışından sonra 1-2 lig maçı ve son olarak da dün gece ki Arsenal maçı ile toparlandığını gösterdi.Çok önemli 4 kurtarış yaptı.Hele ki Van Persie'nin neredeyse kale içinden vurduğu şutu çıkarması takdire şayandı.UEFA'nın sitesinde ziyaretçilerin anketi ile de maçın adamı seçilmiş.Haketti.


İspanya maçlarına kadar şu formunu korusa...Çok şey mi istedim?

5 Kasım 2008 Çarşamba

12 - Gökhan Tokgöz


Forma numaralarının ülkemizde serbest bırakıldığı 2000-01 sezonuydu sanırım.Bir Beşiktaş-Y.Yozgat maçında "Kim lan bu 99 numara? Yozgat Vitor Baia'yı mı transfer etti .mına kiii?" diye arkadaşlara sorduğumu hatırlıyorum.Gökhan Tokgöz ismini ilk kez o maçta duymuştum.

Futbolcu bir babanın oğlu olarak 13 yaşında Merzifon'da futbola başlamış.17 yaşında Boluspor'a geçmiş.2.Ligde Boluspor ile aynı grupta bulunan Y.Yozgat'ın dikkatini çekmiş ve transfer edilmiş.

Yozgat'ın Süper Lig'e yükselmesi ile Gökhan'da kademe atlayıp ve henüz 20 yaşında iken ilk kez Süper Lig'e yükselen bir takımın 1.kalecisi olmuştu. Yozgat'ta ilk senesinde çok başarılıydı.Bu başarısı ile Ümit Milli takımın kalesi ona emanet edilmişti.2 Sezon boyunca Ümit Milli takıma sürekli çağırılan Gökhan artık yavaş yavaş A Milli takıma da çağırılıyordu.Fakat Rüştü'nün o dönemdeki üstün formu,Ömer Çatkıç'ın da vazgeçilmeyen 2.kaleci durumunda bulunması Gökhan'ı geri itti.Nitekim 19 kez U21 milli olduktan sonra bir kez dahi A milli olamadı.

Derken Yimpaş Yozgatspor küme düştü ve Gökhan klüp değiştirmek zorunda kaldı.Gençlerbirliği onu kadrosuna dahil etti ve klüp kariyerinde en büyük başarıları Ersun Yanal yönetimindeki Gençlerbirliği'nde elde etti.

Denizlispor'da başarılı olan Ersun Yanal,kadrosunun neredeyse tamamını Gençlerbirliği'ne taşımıştı o sezon.Deniz Barış,Mbayo,El Saka,Youla,Ali Tandoğan,Mustafa Özkan,Veysel Cihan gibi futbolcularla aynı kadroda bulunan Gökhan,takımının lig 3.sü olarak UEFA kupasına gitmesine büyük katkıda bulundu.Fakat sezon başı geçirdiği sakatlık belki de kariyerinde dönüm noktası oldu.Yaklaşık 4 ay futbol oynayamayan Gökhan kaleyi Damir Botonjic'e kaptırdı.Onun yokluğunda takımı UEFA Kupasında Blackburn,Parma ve Sporting Lisbon gibi ekipleri elerken Gökhan maçları evinden seyretmek zorunda kalmıştı.Botonjic'in o sezon ki başarısı ile Gökhan bir anda 2.kaleci durumuna düştü.1 sezonu boş geçiren Gökhan 3 kez seçildiği A2 Milli takıma da veda etmişti.

4 sezon Gençlerbirliği'nde zaman zaman ilk 11'de oynadı zaman zaman yedek kaldı.Bu süre zarfında "genç ve yetenekli kaleci" kimliğini kaybetti.Sakatlıkların ve süreksizliğin bunda etkisi büyük oldu bence.2 iyi geçen maçın üstüne 3.maçta hatalı yenen goller,gereksiz kartlar ve sakatlıklar Gökhan'ı etkiledi.2006 Nisan ayında Galatasaray ile yapılan maçta penaltı atışı kullanacak olan rakip oyuncu Necati'ye eli ile köşe gösterip aksi köşeye atlaması ise gözden düşüşünü tamamlayan hareket oldu."Aramızda bi şakaydı o,ben o hareketi Necati'yi şaşırtmak için yaptım" dese de başta Fenerbahçeliler olmak üzere futbol camiasından büyük tepki aldı.


2007-08 sezonunun ortasında bir diğer Ankaraspor'a geçen Gökhan ilk sezonunda sık sık forma şansı bulsa da sezonun sonlarında doğru kaleyi Slovak Senecky'e kaptırdı.

2008-09 sezonu Gökhan için çok zor başladı.Kendisi ile aynı jenerasyondan Ramazan Kurşunlu ve genç Evren Özyiğit'in de takıma katılışı ile Gökhan ilk 18'e girmekte dahi zorlanmaya başladı.Nitekim bu sezon sadece 2 maçta ilk 18'e dahil oldu.

Ankaraspor'daki bu konumu ile artık Süper Lig kaleciliğine veda edecek gibi duran Gökhan,kuvvetle muhtemel sezon sonunda yahut devre arasında klübünü değiştirecek.Gençliğinde dinamik,dengeli,heyecanlı görünen Gökhan git gide "Şenol Karagöl" tarzı bi kaleciliğe büründü.Aslında yaşı gayet müsait.30 yaşında,başka bir klüpte,sürekli ilk 11'de başlayarak kaleciliğinin son dönemlerini güzel geçirebilir.

4 Kasım 2008 Salı

12 - Onur Recep Kıvrak



Aslında Tony Sylva'nın lisans sorununun çözümü ile an itibari ile Trabzonspor'un 12 numarası milli takımında 3.kalecisi durumundaki Tolga Zengin.Fakat Tolga bi kaç gün önce evinde bi kaza geçirip sol elini kırdı.6 hafta futbol oynayamayacak.Zaten bu dizide amaç daha arka planda kalmış kalecileri incelemek.1988 doğumlu Onur'u 12 olarak incelemek daha cazip geldi açıkçası.Neyse uzatmayalım.

Onur'u ilk kez Galatasaray'ın Karşıyaka ile yaptığı hazırlık maçında seyretmiştim.Sanırım Rıdvan Dilmen'in KSK'yı gençleştirme hareketine tabi tuttuğu o sezonda A takıma çıkarılmış ve kaleye geçirilmişti.O maçta pek göze batmamıştı.Zaten genç olduğunu anlamadık bile.Zira fiziği (1,89 mt.) ve top sakalı ile bildiğin 27-28 yaşında futbolcu gibi duruyordu.Halbuki 1988 doğumluymuş,sonradan öğrendik.Neyse.

KSK'nın 1.kalecisi durumuna gelen Onur aynı sezon U19 Milli takımından terfi edip Ümit Milli takımın da 1 numarası oldu.2008 sezonu ortalarında iyice dikkat çekmeye başladı.Yine Rıdvan Dilmen'in çabaları devre arası transfer döneminde ile Fenerbahçe'ye kazandırılmak istendi ama o kendisini isteyen bi diğer büyük klüp Trabzonspor'a transfer oldu.Aslında 88 doğumlu bir kaleci için Trabzonspor o dönem için uygun değildi.Zira Jefferson,Tolga Zengin ve Ahmet Şahin gibi 3 kalecinin arkasında kalacaktı.Fakat Jefferson'un müzmin formsuzluğu,Tolga'nın sakatlıkları ile sezonun sonlarına doğru Ahmet Şahin'in arkasında 2.kaleci konumuna geldi Onur.

Trabzonspor'un alışılagelmiş bi şekilde son 4-5 haftaya umutsuz girdiği bir sezonda,Trabzon taraftarı için önem arz eden Fenerbahçe maçında ilk 11'de sahaya çıktı.Belki de en çok dikkat çektiği maç bu maçtı.Deivid,Semih ve Alex'e geçit vermeyen Onur takımının galip gelişinde büyük rol oynamıştı.

Tam kendisini "Gelecek vaad eden kalecilerimiz" listesine yazacakken sezon bitti.Bir kaç maç daha fazla oynayıp Fenerbahçe maçındaki formunu sürdürse adını çok daha sık duyurabilirdi.Ama olmadı.Sezonun bitişi ile Trabzonspor,kalecilerinde temizlik hareketine girişti.Önce Jefferson satılığa çıkarıldı,daha sonra Ahmet Şahin Manisaspor'a verildi.2 kalecisi kalan Trabzonspor'da kaleci transferi kaçınılmaz oldu ve "çok" yoğun çabalar sonucu Tony Sylva takıma dahil edildi.

Sylva'nın lisansı ile ilgili problemlerin sürdüğü dönemde Tolga Zengin'in arkasında bekleyen isimdi.Aslında kötü maçlar çıkaran Tolga'nın yerine en azından 1-2 lig maçında forma şansı bulabilirdi.Ama Ersun Yanal Onur'a sadece Fortis Türkiye Kupası'nda Karabükspor maçında şans tanıdı.

Ümit Milli takımda ise hem Ümit Davala'nın hemde Hami Mandıralı-Abdullah Ercan ikilisinin vazgeçilmez ismi oldu.U21 Avrupa Şampiyonası elemelerinin tüm maçlarında ilk 11'de sahaya sürüldü.Başarılı maçlar çıkardı.Fakat Belarus gibi zayıf bir ekibe elenmemize engel olamadı.

Daha çok çizgi kalecisi görünümde bi stili var.Cepheden başarlı.Ama pek atletik değil gördüğüm kadarı ile.Yine de bu haliyle dahi Süper Lig'in orta sıra takımlarından herhangi birinde 1 numara olacak kalitede.Tolga'nın sakatlığı ve Sylva'nın uyum dönemi içerisinde takımında kendine yer bulabilir.Bulamazsa da en büyük dileğim bi klübe kiralık olarak verilmesi ve oynar durumda bulundurulmasıdır.

12

Yeni bi seriye başlıyorum.2008-09 Sezonu Süper Lig takımlarının 12 numaralarını yani yedek kalecilerini bi inceleyeceğim.As kalecileri zaten inceliyoruz tenkid ediyoruz sürekli.Bakalım asların arkasında bekleyenler ne durumda? 9. Hafta sonunda oluşan lig sıralamasına göre başlayıp Trabzon'nun 12 numarasını inceleyeceğim.Ahada başladım.

"Kaleci kalesini terk ettiiii...."


Boşladık blog olayını.Hemde çok boşladık.Ama dönücem geri.Hemde fena incelemelerle.Valla lan!

Süper Lig'in yedek kalecilerini inceleyesim geldi bu hafta.Evet 12'leri inceleyelim.Maksat futbol muhabbeti olsun be olum.Yoksa kalecileri inceleyip "Evet yaptığımız araştırmalar sonucu süper ligdeki yedek kalecilerin %90'ı blablabla" şeklinde kesin bi yargıya varmıycaz.

3 Kasım 2008 Pazartesi

Asker oluyorum lan!

Uzun uğraşlar sonucu T.S.K ile mütabakata vardık vede kendimizi yedek subay adayı konumuna getirdik.Nisan gibi uçarız bu diyardan diye tahmin ediyorum.O zamana kadar tatile sokuyorum bünyeyi.