25 Ocak 2009 Pazar

Volkan vs. Sylva

Deli gibi yağmur yağıyor,aşırı rüzgar var burada 2 gündür.Peder bey "Boşver lan Fenerli misin sanki otur bu havada b.k yeme" dedi.Ama yine dayanamadım,gidip seyredeyim dedim.Hem dün Sivas-Galatasaray maçını seyredip arkasından bloga yazı da yazmışım o maçla ilgili,şimdi bu maçı izlemesem vicdanen rahat olamam,içim içimi yer,hem belli mi olur belki spikerlerin tabiri ile "son yılların en çok konuşulacak maçlarından biri" olur,sonra izlemediğimize yanarız diye düşündüm.

Dün De Sanctis bugün de Volkan ve Sylva kısa kollu formalarla çıkmışlar sahaya.Dikkatimi çekti.Biz kapalı mekanda bile donuyoruz adamlar buz gibi havada kısa kollu formayla atlıyo zıplıyo.Daha önceki (80ler 90lar) yıllarda kalecilerin kısa kollu forma ile oynadığına rastlamıyorduk hiç,Casillas önderliğinde türedi bu kısa kollu formalı kaleciler.Neyse geçelim formayı. Maçtan önce çok gol olur beklentisi içindeydim bende bir çokları gibi.Biradan bi fırt çekip bi tane tuzlu fıstığı ağzımıza yuvarlayana kadar Umut Volkan'la karşı karşıya kalmış bile.Umut yapması gerekeni yapıp topu Volkan'ın üzerinden kaleye doğru gönderdi,fakat Volkan müthiş bir zamanlama ile geriye doğru planjon yaparak topa dokundu.Ardından yine savunmanın arkasına atılan bir topu ceza sahası dışına çıkıp kafası ile uzaklaştırdı.Guiza'nın ilk defa adam eksilterek dripling yaptığına şahit oldum.Drip iyiydi de vuruş basit olunca Sylva ayakları ile topu uzaklaştırdı.Tüm bunlar olurken dakika henüz 8 idi.Skoru 1-2 yapmaya yetecek kadar pozisyon olmuş ama kaleciler geçit vermemişti."İlla ki gol olur,bende takarım kulbu ona yüklenirim" diye düşünüyodum.Olmadı.Özellikle Volkan sıfır hata ile oynadı.Gökhan Ünal ile Isaac ile karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda gol izni vermedi.Gerçi bu maç adına Volkan Demirel'in formundan çok Trabzonspor'un Fenerbahçe karşısında hemde Kadıköy'de bu kadar fazla pozisyona girmesi beni şaşırttı.Sylva'da Trabzonlu yöneticilerin o kadar uğraşına o kadar beklemeye değecek kalitede bir kaleci imiş.Açıkçası 2002 Dünya Kupasından bu yana 90 dk. seyretmemiştim Sylva'yı ve ne düzeyde bir kaleci olduğunu bilmiyordum.Trabzonspor'un şampiyonluk hedefine uygun ayarda bir kaleci transfer edilmiş.Maçın başında Guiza ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda ve 90+2de R.Carlos'un sert şutunda başarılı olarak takımının kaza kurşununa kurban gitmesini önledi.Sadece bir kaç pozisyonda kalesini gereksiz boşalttığını gördüm.Ama genel olarak o da temiz bi maç çıkarttı.

Golsüz geçen maçların bir çoğunda olduğu gibi yine "maçın adamı" ünvanı kalecilerden birine layık görüldü,bu maçın kahramanı kime sorarsanız sorun Volkan Demirel'dir.

Hiç yorum yok: