6 Ocak 2009 Salı

12 - Aykut Erçetin

Galatasaray'a 2003 sezonunda devre arası kampında katılmıştı Aykut.Aslında o zamana kadar kimse adını duymamıştı ama o U17 milli takımdan başlayarak U21 milli takıma kadar tüm yaş kategorilerinde kadroya çağırılan bir kaleciydi.

Fatih Terim o sezonda mağlup oldukları bir maçın ardından “Bir yandan yarışma içinde olup, diğer yandan kabuk değiştirirseniz böyle mağlubiyetlerle karşı karşıya kalırsınız.” şeklinde bir açıklama getirmişti takımın kötü gidişine. Belki de 1 sezon daha takımın başında kalabilseydi o değişim içerisinde kaleye Aykut Erçetin geçecekti.Tam da zamanıydı zira takımın kalesini o ana kadar başarı ile koruyan Mondragon taraftar ile sorun yaşamış,adı da sık sık Beşiktaş ile anılır olmuştu.Fakat olmadı.Fatih Terim'in gidişi ve Mondragon'un sözleşme yenilemesi ile Aykut yine yedek adam durumuna düştü.

Ne Hagi ne Gerets Mondragonu kesip kaleyi yavaş yavaş Aykut'a devretmeyi başaramadı.O zamana kadar Galatasaray'da herkes Mondragon'un arkasında bekleyen çok yetenekli bir yedek kalecileri olduğunu düşünüyordu.Ta ki Fenerbahçe ile Kadıköy'de oynanan Türkiye Kupası maçına kadar.Gerets o sezon kupa karşılaşmalarında kalede Aykut'u oynatacağını açıklamıştı.O maça kadar da tüm maçlarda Aykut kaledeydi.1-1 giden maçın sonlarında doğru Alex'ten yediği frikik golü Aykut'u başladı noktaya döndürdü.Bu maçın rövanşında da kalede Mondragon'un tercih edilmesi ile kendine duyulan güvensizlik tavan yaptı.

Gerets'in kovulması,Mondragon'un Köln'e geçmesi ile kale ona kalacak gibiydi.Hatta Feldkamp'ın da gelmesi ile Alman ekolünden yetişme olduğu için ilk 11'de mutlaka yer alacak diye düşünülürken yönetim Erciyesspor'da başarılı bir sezon geçiren Orkun Usak'ı transfer etti.Yedek kalmayı yine sindirebilen Aykut B.Leverkusen maçında Orkun'un adeta yumurtlaması ile kaleyi tekrar aldı.Sezon sonuna kadar bana göre son 5 yılda Türk kaleciler arasında en iyi performansı sergiledi.Takımı onun oynadığı ve uzun süre gol yemediği son 10 lig maçını kazanarak şampiyon oldu.

Rüştü'nün Euro2008'den sonra milli takımı bırakması,Volkan Demirel'in sabıka defterinin git gide kabarması ile bence milli takım kalesi için 1 numaralı adaydı.

Bu zamana kadar yerli kalecilerin hiç birinde görülmemiş bi atletikliği var.Refleksleri,pozisyon takipçiliği gayet iyi.Ayrıca bildiği bir kaç yabancı dille de savunma oyuncuları ile iyi anlaşabiliyor.Üstelik milli takımın başında da onu Türkiye'ye getiren Fatih Terim ve onu çok iyi tanıyan kaleci antrenörü Eser Özaltındere var.Fakat tüm bu artıları onu ne Galatasaray ne de milli takım kalesine geçirmeye yetmedi.Galatasaray yönetimi genç oyuncularına gösterdiği sonsuz sabrı genç kalecilerine yine gösteremedi ve De Sanctis'i transfer etti.
De Sanctis'in gelişi ile hazırlık kampından başlamak üzere bir çok maçta hatalı goller yedi.Yönetim ve taraftarın gözünden düştüğü maç ise Ali Sami Yen'de oynanan Steaua maçı oldu.

De Sanctis şu an Galatasaray'da kiralık ve bonservisinin alınabilmesi için Udinese-Sevilla klüpleri arasındaki sorunun FIFA nezdinde çözülmesi gerekiyor.Ama Galatasaray ne olursa olsun De Sanctis'de ısrarcı.Bu durumda klüpte kalması halinde Aykut yine yedek kalacak.Üstelik 12 numara için bile Orkun ile mücadele etmek zorunda.Yaşı 27 ve 6 sezondur bulunduğu Türkiye'de sadece 44 maça çıkabildi.Devamlı oynayabileceği bir klübe gitmesse Hayrettin Demirbaş ve Nezih Ali Boloğlu gibi müzmin yedek kaleci olarak kariyerini Galatasaray'da noktalar.Süreklilik sağladığı halde ise milli takımın 3 kalecisinden de daha faydalı olur.

2 yorum:

Sinan Yılmaz dedi ki...

Katılmıyorum. Önemli yetersizlikleri var. Zira en önemlisi cesur değil. Kaleci deli olmalı derler. Aykut ise korkak.
Hava hakimiyeti berbat derecede kötü. Kale sahası içine bile çıkmaya korkuyor.
Sonra çizgiyi terketme becerisi, açı daraltma, araya atılan toplara çıkma. Bu hususta da çok korkak. Çıkacağım diye ödü kopuyor. Alın bakın Santics'e. Öyle güzel açı kapatıyor ki; topa değmeden kurtarış yapıyor. Çünkü rakip vurabilecek boşluk bulamıyor. Ya auta atıyor ya Sanctisc e takılıyor.
3. bir yetersizlik ise top tekniği çok kötü, topa vurmayı bilmiyor. Soğukkanlı değil, özgüveni yok.

Ha çok önemli bir refleks yeteneği var o ayrı. Ehh yer tutmasıda fena değil... Ama bunlar Ömer Çatkıç'ta da var. Kalecilik mental bir yetenektir. Mental özelliklerin üst düzey olmasını gerektirir. Karar verme, cesaret, soğukkanlılık çok önemlidir. Bu hususlarda sınıfta kalır Aykut. Ne kadar yetenekli olsa da.

GK dedi ki...

Özgüven,soğukkanlılık gibi özellikler maç oynadıkça kazanılır.Aykut'un kariyerinde 15-20 maç üst üste oynadığını hatırlamıyorum.

Çizgiyi terk etme toplara çıkma becerisi her kalecide mutlaka bulunması gereken özelliklerden değil ayrıca.Mondragon'da çizgi kalecisiydi Aykut'da öyle.Yan toplar hususunda da sadece kaleci olarak değil komple savunma olarak bakmak lazım.Her yan topu kalecinin toplaması beklenmemeli zira.

Sanctis baz alınırsa Aykut çizgi üzerinde Sanctis'ten kat kat üstün yeteneklere sahip.Ayrıca tepki verme süresi de Sanctis'ten daha kısa.Almanya'da hentbol antremanları ile yetiştirildiğini okumuştum bu yüzden bire birde de çok başarılı bence.

Sanctis'in kale atışlarını yapmada ne kadar zorlandığını da gördük oynadığı maçlarda.Aykut oyunu gayet isabetli kurabiliyor.

Ve Aykut geçen sezon 9 maçta 1 gol yiyerek çok muazzam bir seri yakalamıştı.Bakalım De Sanctis böyle bir seri yakalayabilecek mi.